4 Eylül 2014 Perşembe

ALİ LİDAR


"İSTEYENLER AĞLARLAR"

Yaşlanıyorum da o yüzden mi diyorum bazen. Değil galiba. Çocukken de çok istediğim bir şey olmadığında aynı şeyi yapardım. Ağlardım...

"İsteyenler ağlarlar. Gönlünden geçirenler, hayalini kuranlar, uykusu kaçanlar, aşkından yananlar, yarasından nefesi kesilenler ağlarlar. Bunca hale düşüp de güç yetiremeyenler ağlarlar."

Biraz önce okudum Tarık abinin dergideki yazısını. Yarısında gözlerim doldu. Oturduğum yerde, insanlar sağdan soldan vızır vızır geçerken, içimi ve sümüğümü çeke çeke ağlamaya başladım. Kimse oralı olmadı, görmedi. Eğer biri görseydi ve sorsaydı neden ağlıyorsun diye, diyecektim ki ona ; "ağlıyorum çünkü çok özledim, ağlıyorum çünkü o benden çok uzakta, ağlıyorum çünkü annem yaşlanıyor, ağlıyorum çünkü kimse beni anlamıyor, ağlıyorum çünkü her gün hepimizi acıdan gebertecek kadar çocuk öldürülüyor, ağlıyorum çünkü hepiniz yalancısınız... Ağlıyorum işte. Sen niye ağlamıyorsun?"

Kimse görmedi. Sormadı kimse bir şey. Bir süre ağladım öyle. Geçti sonra. Yan masaya bir anneyle bebek geldi. Bebek bana ben bebeğe gülümsedik...

Ağlamak gülümsemeye sonsuzluk kadar uzakken bir taraftan da ne kadar yakın. Tıpkı yaşamla ölüm gibi. Tıpkı özlemekle kavuşmak gibi. Tıpkı benimle 'o' gibi..

Hiç yorum yok: