30 Temmuz 2015 Perşembe

SUS



Kelimelere çok anlam yüklemiyorlar,
Düşünmüyorlar konuşmadan önce.
Kırıp döktükleri kendi kalpleri değil nasılsa.
Canın yanarmış, üzülürmüşsün,
Söyledi geçti ama bilmez, kalırsın orada.

Senin o söyleyip geçtiğin,
Benim içimi acıtan şey var ya,
Günlerce ağladım belki.
Boşver, almazdı senin kalbin zaten
Sus ama bir daha konuşma.
Çünkü benim hala umrumda.

Sezen

İNSANLAR



İnsanlar da ülkelere benziyor
Sınırları var, yüzölçümleri
Yasaları var
Bayrakları, ilkeleri
Kimi dağlık bir arazidir.
Kimi kıraç
Kimi bereketli
Kimi dardır
Kimi engin göz alabildiğince
Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.
Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri
Sonuçta ne küçümse insanları kızım
Ne de önemse gereğinden çok
Ama anlamaya çalış
Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri
Ataol Behramoğlu

4 Temmuz 2015 Cumartesi

GEREK




Bazı konular hakkında konuşmamak gerek.
Lafı tam ortasından bölmemek gerek.
Düşünmeden konuşmamak, düşünüp durmamak,
Sevdiğini söylemek gerek!

sezen

ÖLÜM İLANLARI

Gazete okumayı çok severim.Özellikle de elime alıp sayfalarını tek tek okumayı.Dijital gazete okumak pek hoşuma gitmiyor.Gazetelerdeki ölüm ilanlarını okumaya ne zaman başladım tam olarak hatırlamıyorum.Ölenin fotoğrafının verildiği, yakınlarının isimlerinin yazılı olduğu, cenazenin ne zaman nereden kalkacağını belirten ve bazen  ölenin doktorlarına, taziyeye gelenlere  de teşekkür bulunan ölüm ilanlarını okuyorum.Çoğunlukla hiç tanımadığım hatta kim olduğunu bilmediğim kişiler onlar.Bazen levantenlerin,Yahudi ve Musevi cemaatlerine mensup kişilerin ilanlarına rastlıyorum.Ülkemizde farklı dinlere mensup kişilerin bulunduğunu, ibadethanelerinin farklı olduğunu hatırlatıyor.

Zaten duygusal bir kişiliğe sahibim ve ölüm ilanları beni daha da duygusal yapıyor.Hepimizin ölümlü olduğunu, ne kadar zengin olsak, ne kadar çok yaşamış olsak, sevenimiz çok olsa da bir gün öleceğimzi hatırlıyorum.Ve tabi ki ne kadar uğraşırsak, ne kadar çok çalışırsak, ne kadar çok üzülür veya sevinirsek te sonuç değişmeyecek.Çoğunlukla bu dünyadan hiç ayrılmayacak gibi yaşıyoruz.Saçma sapan, incir çekirdeğini doldurmayacak konular yüzünden birbirimizi kırıyoruz. Öldüğümüzde bizimle gelmeyecek eşyalar ve para biriktiriyoruz.

Ölüm ilanlarından gördüğüm bir şey de, insanın, sevenlerinin bu dünyada yaşadığı sürece hep hatırlanacak olması.Yıllar önce ölmüş ama hala onu anmak için toplanan kişiler mevlüt veya teşekkür ilanı verebiliyorlar. 
Bana ilginç gelen bir konu var.Bu da ilanlar aracılığı ile ölen kişi ile konuştuğunu düşünenler olması.Özlediğini, ne kadar çok sevdiğini, hiç unutmayacağını, kısa anılarını yazıp herkesle paylaşan insanlar var.Gazeteyi okuyan herkesle bu duygularını paylaşmak istiyorlar belki, belki bir şekilde evrene mesaj gönderiyorlar kimbilir! En azından ölenin ardından duaya vesile olduklarını düşünüyorlardır.Ben okuduğumda rahmet dileklerimi esirgemiyorum.

 Bir günde o kadar çok ölüp giden var ki! Çoğunun ölüm ilanı verilmiyor, verilemiyor.Nereli olduğunu, neler yaptığını, sevilip sevilmediğini, cenazesinin nereden kalktığını, çocuklarının kimler olduğunu veya çocuğu olup olmadığını, kaç yaşında olduğunu, acı çekip çekmediğini, özlenip özlenmeyeceğini bilmediğimiz binlerce, belki milyonlarca insan bu dünyaya veda ediyor her gün.Adsız, tanıksız, sessiz, yalnız ölenlere bir selam, bir rahmet dileği olsun bu yazı.Bir gün hepimiz aynı şeyi yaşayacağız.Umarım öbür tarafta yalnız, sessiz ve huzurlu olurlar.Sevgi ve dua ile..

SEZEN