30 Eylül 2014 Salı

SESSİZLİĞİM


 Fotoğraf

Kelimelerle ifade edilmeyen bir şey bu.
Hissedilen ama anlatılamayan.
Bir gücenmişlik hali, bir kırgınlık.
Bir sürü laf söylenmiş yıllar boyunca,
İçinden çıkıvermiş bir kaç cümleyle,
Bir kaç davranış, bir kaç sessizlik, bir kaç duymazlık,
İçimi acıtıyor, yakıyor bunca zamandan sonra.
Kendini kollar insan, hep haklıdır sorsan.
Konuşmanın faydasızlığını bilirim hem anlatamam.
Atsan atılmaz, satsan satılmaz hissettiklerim,
Kızgınlığım geçecek gibi değil.
İçimden sessizlikle yükselen bu hal, 
Söyleyemediklerimin pişmanlığı mıdır yoksa?

Sezen

23 Eylül 2014 Salı

Ş. ERBAŞ



"Koro halinde susuluyordu
Ve yalnızca
yüksek sesle konuşanlara
İnanır olmuştu insanlar.
İncelik yalnızlığa dönüşe dönüşe bitmişti.…
Şiddetin coğrafyasında
elbette gökyüzü bir lükstü
Ve ancak yağmur yağınca anımsanıyordu."

Şükrü Erbaş

BELKİ


Fotoğraf: Umut bir nefestir.Her nefes bir umut barındırır..
Eddi Anter

Uzaklık var aramızda.

Senin durduğun yok,
Benim mecalim yok.
Sen dolaşırsın alemi,
Ben beklerim tekkeyi.
Yolun buradan geçmiyor,
Sesim sana yetmiyor.
Ömür dediğin böyle;
Belki gelirsin diye
Bekle, bekle, geçiyor...

Sezen

12 Eylül 2014 Cuma

SUS


 Fotoğraf: Yaşamin icinden bir gune daha başladik anlarda sakli huzursuzluklarada keyiflerede eyvallahh :)
Gunaydinnn :)

Anlatılır gibi değildi.
Bir burukluk ki acıydı.
Kanata kanata geçti içimden.


Neye yaradı konuşmak,
Bunca yıl boşu boşuna.
Kimsenin derdi değildi.
En iyisi susmaktı,
Ben de öyle yaptım..

SEZEN

4 Eylül 2014 Perşembe

ALİ LİDAR


"İSTEYENLER AĞLARLAR"

Yaşlanıyorum da o yüzden mi diyorum bazen. Değil galiba. Çocukken de çok istediğim bir şey olmadığında aynı şeyi yapardım. Ağlardım...

"İsteyenler ağlarlar. Gönlünden geçirenler, hayalini kuranlar, uykusu kaçanlar, aşkından yananlar, yarasından nefesi kesilenler ağlarlar. Bunca hale düşüp de güç yetiremeyenler ağlarlar."

Biraz önce okudum Tarık abinin dergideki yazısını. Yarısında gözlerim doldu. Oturduğum yerde, insanlar sağdan soldan vızır vızır geçerken, içimi ve sümüğümü çeke çeke ağlamaya başladım. Kimse oralı olmadı, görmedi. Eğer biri görseydi ve sorsaydı neden ağlıyorsun diye, diyecektim ki ona ; "ağlıyorum çünkü çok özledim, ağlıyorum çünkü o benden çok uzakta, ağlıyorum çünkü annem yaşlanıyor, ağlıyorum çünkü kimse beni anlamıyor, ağlıyorum çünkü her gün hepimizi acıdan gebertecek kadar çocuk öldürülüyor, ağlıyorum çünkü hepiniz yalancısınız... Ağlıyorum işte. Sen niye ağlamıyorsun?"

Kimse görmedi. Sormadı kimse bir şey. Bir süre ağladım öyle. Geçti sonra. Yan masaya bir anneyle bebek geldi. Bebek bana ben bebeğe gülümsedik...

Ağlamak gülümsemeye sonsuzluk kadar uzakken bir taraftan da ne kadar yakın. Tıpkı yaşamla ölüm gibi. Tıpkı özlemekle kavuşmak gibi. Tıpkı benimle 'o' gibi..