30 Eylül 2012 Pazar

O BAHAR


Birbirinin aynısı,
Ömrümden harcanan günler.
Yüzümden düşen bin parçayı gördüler,
Kanayan kalbimi sakladım.
Canımın yangını, ruhuma batan cam kırıkları...
Nasıl gelebildim bugüne bilmem!
Delip te geçti aylar,
O bahar ben, hep kabus gördüm;
O bahar ben, hiç yaşamadım.
O bahar geçti, artık konuşabilirim,
Bitti artık gülebilirim..

Sezen

27 Eylül 2012 Perşembe

KENDİMLE


Kendimi bildim bileli;
Bir yanım savaş der, bir yanım barış!
Bir yanım güler, güldürür,
Bir yanım kan ağlar, hüzün doludur.

Kendimi bildim bileli;
Kalbim sev der, aklım asla!
Nerede mantıksızlık varsa, hayır dese de dilim,
Gelir bulur beni her neredeysem,
Vicdanınla savaş sonra, işin yoksa!

Bunca yıldan sonra, sonunda anladım.
Kimseyle değil, kendimle benim savaşım!
Galibi yok, mağlubu benden başkası değil;
Bilirim ömrümce kazanamayacağım,
Kimseye değil, kendime zararım...


Sezen

26 Eylül 2012 Çarşamba

GÖNÜL DAĞI



Gönül dağı yağmur yağmur boran olunca

Agar can özüme sel gizli gizli

Bir tenhada can cananı bulunca

Yaralar sinemi yar oy yar oy yar oy yar



Dil gizli gizli Dil gizli gizli

Dil gizli gizli Dil gizli gizli



Dost elinden gel olmazsa varılmaz

Rızasız bahçenin gülü derilmez

Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez

Gönülden gönüle gider yar oy yar oy yar oy yar oy yar



*dost yoluna can verilir, ölünür

uzak yoldan canan için gelinir

göz göze gelince hemen bilinir

gönül bir olunca hal gizli gizli*



Yol gizli gizli Yol gizli gizli

Yol gizli gizli Yol gizli gizli



Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez

Gönülden gönüle gider yar oy yar oy yar oy yar oy yar

Yol gizli gizli Yol gizli gizli



Seher vakti garip garip bülbül öterken

Kirpiklerin ogu cana batarken

Cümle alem gafletinde yatarken

Hoyratlar görmeden yar oy yar oy yar oy yar oy yar



Gel gizli gizli gel gizli gizli

Cümle alem gafletinde yatarken

Hoyratlar görmeden yar oy yar oy yar oy yar oy yar

Gel gizli gizli gel gizli gizli

NEŞET ERTAŞ

23 Eylül 2012 Pazar

KİM BİLİR?


Nasıl olur, nasıl olacak?
Bildiğim tek şey, dünya dönecek
Güneş yine doğacak,
Hayat devam edecek,
Herşey sonsuzluğa karışacak.
Benim için neler olacak?
Doğdum ve öleceğim ama bunun dışında
Kim bilir?
Yarın neler olacak?

Sezen
http://www.youtube.com/watch?v=E2mU9CyDe8w

18 Eylül 2012 Salı

VAZGEÇMEM


Dilimde dua, içimde sevgi
Umutsuz değilim, umutsuz değilim.
Yenilgiler zafere hazırlıktır.
Hiç hayale kapılmasın düşman,
Vazgeçmiş değilim, vazgeçmiş değilim!

Sezen

BEKLİYORUZ



Yavaş yavaş gece iniyor mahalleye. Uyuyamıyoruz.
Şafağı bekliyoruz. Bekliyoruz ki güneş
bir çekiç gibi çarpsın saç damlara,
çarpsın alınlarımıza, yüreklerimize,
bir ses olsun, o ses duyulsun - başka bir ses,
çünkü sessizlik silâh sesleriyle dolu, başka yerlerden gelen.
                          

 Yannis RİTSOS

16 Eylül 2012 Pazar

YORGUN

Fotoğraf: …ama gerçek daima biraz hüzünlüdür. Gerçeği ararken bir yandan da bulduğumuz anda değiştirmeyi düşleriz. Çünkü aynı zamanda gerçek daima biraz utanç vericidir. Utanç bizi ikiye böler. İkiye bölünmenin en dayanılmaz yanı, iki parçanın da hala canlı olmasıdır. İnsan herhalde bu yüzden kendini öldürmeye kalkışır. İkisinden biri gitsin, der.

Barış Bıçakçı, Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra.

Mevsim değişti, havalar serinledi,
Bir gariplik çöktü, halsiz düştüm.
Kalmamış sabrım insanoğluna,
Galiba hayattan yorgun düştüm!

Utanır olmuşum utanmazdan,
Gülün nazını çekemez olmuşum.
Laftan anlamayana susmayı öğrendim ama,
Galiba artık ben yorgun olmuşum..

Sezen

11 Eylül 2012 Salı

MEKTUP

Sevgili Arkadaşım;
               

             Kimbilir neler yaşadın, içinde bunca öfke biriktirebilmek için.Akmıyorsa gözyaşların artık olan bitene, büyüdün mü, yoruldun mu, bıktın mı, gücendin mi.. ne oldu söyle!Ne güzel hayallerin vardı senin, olmazı olur edecek gücün, delice sevebilecek kalbin..Geçen yıllar boyunca çok mu üzdüler seni iki gözüm?Çocukluğuna inmeli diyor bazı doktorlar ama aslında bazen insanın büyüklüğünü görmeli.Çocukluktan çıkarken insan; karşısında teker teker yıkılan hayallerini, o çok sevdiği insanların ihanetlerini, uğruna ölümü göze aldıklarının onu yangında ilk bırakılacak gibi zora geldiğinde terkedip gitmesini, yapmak isteyip yapamadıklarını, olmak isteyip olamadıklarını, çocuk gibi tepinerek bağırıp ağlamadan nasıl kabullenir ki!Ha ağlasan çare olur mu bilmem de sen ağla arkadaşım!Dök içinde kalanları...Çocukluğunda değil senin arızaların.Büyümekte, yaşamakta, dünyada arızalar, yanlışlar!"Sınavlardan geçe geçe yaşamaya hak kazanıyoruz da ne oluyor!" diyorsun.Haklısın.
          Yaşamana izin verildiğinde, başına geleceklerden bahseden bir kullanma kılavuzuna ihtiyaç olmadan hayatı sürdürebilmek ve yara bere içinde kalmadan, tükenmeden yaşayabilmek ne mümkün!Dünyada bunca acı, bunca keder varken, insanın insana yaptıklarını, insanın doğaya, hayvanlara, kendisine neler yaptığını görmeden, bilmeden, duymadan yaşayabilenler işte onlar ömürlerinde ince bir sızı duymuyorlar.Sadece kendini düşünen benciller, kırdıkları gönlün, zarar verdikleri insanların, hele hele  nefes aldıkları havanın farkında değiller."Bu kadar acı varken nasıl yaşanır?" diyorsun.Haklısın.
           Kadın cinayetlerini ve kadın-çocuk intiharlarını araştıran bir öğretim görevlisinin kendini boğazın sularına bırakmadan önce yazdığı notu okumuştum gazetede, onu hatırladım."Dünyada çok fazla acı var" diyordu o notta.Bu kadar acı varken hiçbir şey olmamış gibi yapıp yaşamaya devam etmeyi becerememişti.Onu başarısızlıkla suçlayanlar olmuştur muhakkak.Dayanıklı bir insan değildi belki de.Dayanıklı olmak nedir arkadaşım, doğaya uyum sağlamak nedir? Yıkılıyorsan yıkmayı mı öğrenmelisin, ağlıyorsan ağlamayacak, ağlatmayı mı öğreneceksin, sevmeden, bilmeden, hissetmeden yaşayabilir misin?"Haberleri seyretmiyorum artık" diyor birisi.Kaçmak çözüm müdür, kaçmak nereye kadar yaşamamızı sağlar?Bir gün bir yerde bize uğramaz diyerek kaçtığımız, insanın insana yaptığı fenalıkların başımıza gelmesini önler mi kaçmak?Yarasını tedavi etmeden, görmezden gelerek iyileşmiş bir kanamalı hasta gördün mü?"Bu şekilde daha kötüye gideceğimiz belli değil mi? diyorsun mektubunda arkadaşım.Çok haklısın!
           Yanlışı görüp söylemeyi de unuttuk arkadaşım, susuyoruz, duymuyoruz, görmüyoruz, isyan etmiyoruz, üretmiyoruz, çözmüyoruz.Duyarlı olmak, duygulu olmak, saygılı olmak, sevmek, nerede kaldı arkadaşım?Yılgınlığını, umutsuzluğunu, öfkeni anlıyorum.Bilirsin, çok sevdiğimiz Birhan Keskin şiirindeki gibi "Turnayı gözünden vuranlar bizden değildir/Turnanın kalbinden dem vuranlar bu tarafa..."Bir daha ki mektuba kadar arkadaşım, yaşarsak yazdıklarımı  unutma; sevmeyi hala becerebiliyorken gözlerinden hasretle öperim.

Sezen

4 Eylül 2012 Salı

DEĞİŞİR




İnsan değişmez derler,
Bilmelisin değişir insan.
Beli bükülmüş sırtı kambur gördüğün
Ezilmiştir hayat denilen değirmende!
Asıl içinde kalanlar biriktikçe,
Hayallerin hudutlarını gördükçe,
Değişmez zannetme değişir insan!
Dışını bırak, sadece şekildir gördüğün
Yaşlanmazmış gerçekte, içinde ölürmüş insan!

Sezen