24 Şubat 2010 Çarşamba

BEN

Azıcık anlatsam kendimi azıcık da sussa içimdeki garip sesler
söylemekten dilemekten yorulmuş beynim
herhangi bir şeyi neden beklediğini bilmeden beklemek benim işim.
kafiye olmasın diyorum bu şiirde
ve bu şiir anlatmamalı artık beni
kendimden başka neyim var ki anlatacak aslında
Olmadım olamadım jane Austin romanında bir kahraman
ya da Cyrano gibi kendiyle dalga geçip dünyayla savaşan
kırık kalple yaşamaya çalışıyorum
kim kırdı kalbimi bilmiyorum
galiba ben kırdım çünkü kendimi, en çok ben
en çok yalnız olduğumda en çok bir şarkıda kaybolduğumda acıtıyorum kendimi
Heyecandan eli ayağına dolaşan, nüfus kağıdında oldukça büyümüş görünen ben
tekrar çocuk olmak istiyorum
Her defasında “daha büyüyeceksin hata yapma şansın var” denilsin istiyorum
“Daha çok aşka izin var
Daha çok kalbin kırılacak, daha çok incineceksin” densin istiyorum
Ve ben neden sevdiğimi bilmeden daha çok sevmek istiyorum
Yarım yamalak yalpalayarak yürümeye çalışırken
ağladığım görünse de ayıplanmamak istiyorum
Kalbimi avucumda taşırım biliyorlar
yere düşüreceğimi de biliyorlar
Ve belki de bu yüzden aldırmıyorlar….
Bir Cemal süreya şiiri olamadı ömrüm
Ne aşk için ne isyan için kavgaya karışmadım
Yüksek sesle bağırmadım hiçbir sevgim için
Kendimce başardığım, kendimce savaştığım, kendimce yanıldığım herşey için
sadece ve sadece kendimden özür dilerim
Ne derseniz deyin,
Hala çocuk olduğumu büyümediğimi, korktuğumu sizlerden bilin
Söylemekten korkmuyorum camdan kalbim var benim
Kırıkları sadece ciğerime batar,
olsun varsın
İster anlayın, ister suçlayın
Ben böyleyim.

03.08.2009

Hiç yorum yok: